STOKÇULUK ve FAHİŞ FİYAT SUÇ MUDUR? KESİLEN PARA CEZALARI İPTAL ETTİRİLEBİLİR Mİ?
STOKÇULUK SUÇ MUDUR? KESİLEN PARA CEZALARI İPTAL ETTİRİLEBİLİR Mİ?
Kamuoyunda stokçuluk olarak bilinen gerek Ticaret Bakanlığı gerekse diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından birçok tacire uygulanan yaptırımlar, idari para cezaları ve hapis cezaları aşağıda hukuki ve cezai sorumluluk yönünden incelenmiştir. Hali hazırda Böyle bir idari para cezası veya hapis cezası ile karşı karşıya kalan tacirler, hukuki destek alarak somut durumun özelliklerine göre haklarını arayabileceklerdir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Yönünden
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Envanter başlıklı 66. Maddesi uyarınca;
1-) Her tacir, ticari işletmesinin açılışında, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkarır.
2-) Tacir açılıştan sonra her faaliyet döneminin sonunda da böyle bir envanter düzenler. Faaliyet dönemi veya başka bir kanuni terimle hesap yılı on iki ayı geçemez. Envanter, düzenli bir işletme faaliyetinin akışına uygun düşen süre içinde çıkarılır.
3-) Maddi duran malvarlığına dâhil varlıklarla, ham ve yardımcı maddeler ve işletme malzemeleri düzenli olarak ikame ediliyor ve toplam değerleri işletme için ikinci derecede önem taşıyorsa, değişmeyen miktar ve değerle envantere alınırlar; şu şartla ki, bunların mevcutları miktar, değer ve bileşim olarak sadece küçük değişikliklere uğramış olsunlar. Ancak, kural olarak üç yılda bir fiziksel sayım yapılması zorunludur.
4-) Aynı türdeki stok malvarlığı kalemleri, diğer aynı nitelikteki veya yaklaşık aynı değerdeki taşınabilir malvarlığı unsurları ve borçlar ayrı ayrı gruplar hâlinde toplanabilir ve ortalama ağırlıklı değer ile envantere konulabilir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Envanteri kolaylaştırıcı yöntemler başlıklı 67. Maddesi uyarınca;
1-) Envanter çıkarılırken, malvarlığı mevcudu, sondaj yöntemine göre ve genel kabul gören matematiksel-istatistiksel yöntemler yardımı ile çeşit, miktar ve değer olarak belirlenir. Kullanılan yöntem, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olmalıdır. Bu şekilde düzenlenen envanterin vardığı sonuçlar, fiziksel sayım yapılmış olsaydı elde edilecek olan envanterin sonuçlarına eş düşmelidir.
2-) Bir faaliyet döneminin kapanış envanteri düzenlenmesinde Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun başka bir yöntemin uygulanması suretiyle, cins, miktar ve değer olarak malvarlığı mevcudunun güvenle tespiti sağlanabiliyorsa fizikî envanter gerekli değildir.
3-) Faaliyet döneminin kapanışında, fizikî sayım veya ikinci fıkraya göre izin verilen diğer bir usul kullanılarak malvarlığı kalemlerinin cins, miktar ve değerine göre faaliyet döneminin kapanışından önceki üç veya sonraki iki ay içinde bulunan bir gün itibarıyla düzenlenmiş özel bir envanterde gösterilmişse, ayrıca bu özel envantere dayalı olarak ve Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun bir şekilde ileriye dönük tahmin yöntemiyle, faaliyet döneminin sonunda mevcut varlıkların o faaliyet döneminin sonu itibarıyla değerlemesi doğru yapılıyorsa, varlıklara ilişkin envanterin yapılmasına gerek yoktur.
Aynı Kanunun 562. Maddesinde Suçlar ve Cezalar düzenlenmiş olup buna göre 562/1-e’ye göre Kanunun 66. Maddesini ihlal etmek suç olarak düzenlenmiş ve idari para cezasına bağlanmıştır. 562. Maddede tanımlanmış olan daha birçok suç ve ceza vardır. 562/4’te düzenlenen aşağıdaki fıkra kanunda tanımlanmış ağır cezalardan birisi olarak dikkat çekmektedir.
6102 Sayılı Kanun Madde 562/4: Bu Kanun hükümlerine göre tutulmakla veya muhafaza edilmekle yükümlü olunan defter, kayıt ve belgeler ile bunlara ilişkin bilgileri, denetime tabi tutulan gerçek veya tüzel kişiye ait olup olmadığına bakılmaksızın, 210’uncu maddenin birinci fıkrasına göre denetime yetkili olanlarca istenmesine rağmen vermeyenler veya eksik verenler ya da bu denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenler, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılır.
Tüketici Hukukunda Düzenlenmiş Olan İlgili Bazı Hükümler
A-) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 62. maddesinde haksız ticari uygulamalar şu şekilde tanımlanmıştır:
‘‘Bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikte olan uygulamalar ile yönetmelik ekinde yer alan uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir. Tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar yasaktır.”
B-) Mesleki özen kavramına ilişkin olarak 6502 sayılı Kanun ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde açık bir tanıma yer verilmemekle birlikte, özellikle Yönetmeliğin Doğruluk ve dürüstlük başlıklı 7. Maddesinin;
“(2) Reklamlar, ekonomik ve sosyal sorumluluk bilinci içinde ve haksız rekabete yol açmayacak şekilde hazırlanmalıdır.
(4) Reklamlar, tüketicinin güvenini kötüye kullanamaz ya da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edemez.
(5) Reklamlar, aşağıda sayılan haller başta olmak üzere,
hiçbir konuda tüketiciyi doğrudan veya dolaylı olarak yanıltabilecek ifade ya
da görüntüler içeremez:
a) Malın; yapısı, bileşimi, tedariki, faydası, riski, aksesuarları, üretim
yöntemi ve tarihi, amaca uygunluğu, kullanım şekli, kullanım ömrü ve alanları,
teknik özellikleri, verim ve performansı, miktarı, menşei, çevreye etkisi gibi
özellikleri,
ç) Mal veya hizmetin değeri ve ödenecek gerçek toplam fiyatı,”
hükümlerinden anlaşılacağı üzere haksız rekabete yol açan, tüketicilerin bilgi ve tecrübe eksikliklerinden faydalanmaya çalışan, tüketicileri özellikle satın alacakları malların niteliği ve değeri konusunda yanıltan uygulamaların mesleki özene aykırı eylemler olduğu görülmektedir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Yönünden
Yukarıdaki mevzuata aykırı hareket eden kimseler hakkında, şartları oluşması halinde Türk Ceza Kanununda bulunan cezai hükümler uygulanabilecek ve bu kimseler hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceklerdir.
5237 Sayılı Kanunun Fiyatları Etkileme Başlıklı 237. Maddesine Uyarınca;
1-) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir.
2-) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır.
3-) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır.
5237 Sayılı Kanunun Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma Başlıklı 240. Maddesine Uyarınca;
1-) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.