(0232) 461 46 12 - (0546) 232 35 62
Yargı Kararları
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay kararlarını ilk önce siz öğrenin !
TÜMÜNÜ GÖR

Alkollü Araç Sürücüsü Kendi İmkanlarıyla Rapor Alabilir

Alkollü Araç Sürücüsü Kendi İmkanlarıyla Rapor Alabilir

Alkollü Araç Sürücüsü Kendi İmkanlarıyla Rapor Alabilir

Alkollü Araç Sürücüsü Kendi İmkanlarıyla Rapor Alabilir

D A N I Ş T A Y 15. DAİRE
Esas No : 2018/1957

İstemin Özeti : Davacı tarafından; alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.05.2018 tarih ve 17800 sayılı işlem ile 1.256,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 04.05.2018 tarih ve 28398842 sayılı işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olarak gösterilen Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendi ile İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı Genelgesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti : Yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Yürütmenin durdurulması isteminin; İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı Genelgesi yönünden kabulüne, davacının sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ve idari para cezası verilmesine ilişkin işlemler ile bu işlemlerin dayanağı olarak gösterilen Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendi yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; davalı idarelerin savunmaları alındıktan sonra incelenmesine karar verilen yürütmenin durdurulması istemi, savunmaların verildiği görülmüş olmakla yeniden incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; davacının, alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.05.2018 tarih ve 17800 sayılı işlem ile 1.256,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 04.05.2018 tarih ve 28398842 sayılı işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olarak gösterilen Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendi ile İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı Genelgesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.

Davanın durumu ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre; davacının, alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.05.2018 tarih ve 17800 sayılı işlem ile 1.256,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 04.05.2018 tarih ve 28398842 sayılı işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olarak gösterilen Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinin yürütmesinin durdurulması istemine ilişkin olarak; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

Dava, İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı Genelgesi yönünden incelendiğinde;

T.C. Anayasası’nın “Kişinin dokunulmazlığı maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde, “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” ifadesine, “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. … Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.” ifadesine, “Sosyal Güvenlik Hakkı” başlıklı 60. maddesinde ise, “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” ifadesine yer verilmiştir.

Bu düzenlemelerden, tüm yurttaşların yaşama ve sağlık hizmetlerinden faydalanma haklarının, devletin güvencesi ve pozitif yükümlülüğü kapsamı içerisinde koruma altında olduğu anlaşılmaktadır.

Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal haktır. Bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle devlete belli yükümlülükler öngörür. Devlet, bu ödevleri altına imza attığı “Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleşmesi”nin de bir gereği olarak yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için gerekli tedbirleri almak, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır.

2918 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, 2. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kollukça teknik cihazlar kullanılacağı, 3. fıkrasında; kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulmasının zorunlu olduğu, teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücülerin en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örneklerin alınacağı, bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümlerinin beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanacağı, 5. fıkrasında; yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında fiili bir suç oluştursa bile 700 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınacağı, hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı, alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin her seferinde beşer yıl süreyle geri alınacağı, sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen sürelerin geçici alma süresinin bitiminde başlayacağı, son fıkrasında ise alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esasların yönetmelikte gösterileceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanuna dayanılarak çıkarılan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen “Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı” başlıklı 97. maddesinin, trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde uygulanacak usul ve esasları gösteren 3. fıkrasının (f) bendinde; “Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilmesi durumunda tekrar ölçüm yapılmaz, yapılan işlemlere itiraz 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27 nci maddesi kapsamında ilgili mahkemelere yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden; yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazası haricinde, teknik cihazla yapılan alkol ölçümüne itiraz edilmesi durumunda, trafik görevlilerince yeniden ölçüm yapılmayacağı anlaşılmakla birlikte; sürücülerin alkol ölçüm sonucunu kabul etmemesi halinde kendi imkanlarıyla sağlık kuruluşlarına giderek alkol ölçümü yaptırmasına engel bir düzenlemeye yer verilmediği de açıktır.

İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı dava konusu Genelgesi’nde ise özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca, yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazası olayları haricinde, teknik cihazla yapılan alkol ölçümüne itiraz edilmesi halinde yeniden ölçüm zorunluluğu bulunmadığı; bu nedenle sürücülerin, resmi yazıyla veya görevli nezaretinde sevk edilmeleri haricinde (diğer bir deyişle kendi imkanlarıyla gelmeleri halinde), mevzuat hükümleri uyarınca mümkün olmaması nedeniyle sağlık kuruluşlarında alkol ölçümü yapılmaması gerektiği ifadelerine yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, araç içerisinde seyir halinde iken trafik ekiplerince durdurulduğu, teknik cihazla yapılan alkol kontrolü neticesinde 0,79 promil alkollü olduğunun tespit edildiğinden bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ve idari para cezası verilmesine ilişkin işlemlerin tesis edildiği, bunun üzerine davacının, yeniden alkol ölçümü yaptırmak üzere kendi imkanlarıyla gittiği hastanede, İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı Genelgesi uyarınca resmi yazıyla veya görevli nezaretinde sevk edilmemesi nedeniyle alkol ölçümü yapılamayacağının bildirilmesi üzerine, anılan Genelgenin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Kanuni idare ve normlar hiyerarşisi gereğince, bir genelgenin Anayasa, kanun ve yönetmelik gibi daha üst hukuk normlarına uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, daha üst hukuk normlarına aykırı olmamak şartıyla daha ayrıntılı ve yönlendirici hükümler getirebileceği açıktır.

Bu durumda; kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanma hakkının, yukarıda yer verilen Anayasa hükümleri ile güvence altına alındığı, ayrıca mevzuatta, sürücülerin alkol ölçüm sonucunu kabul etmemesi halinde sağlık kuruluşlarına giderek kendi imkanlarıyla yeniden ölçüm yaptırmasına engel bir düzenlemeye yer verilmediği açık olduğundan, üst hukuk normlarına uygun olarak düzenlenmediği sonucuna ulaşılan dava konusu Genelge’de hukuka uyarlık görülmemiş olup; bu haliyle uygulanması halinde, kendi imkanlarıyla sağlık kuruluşlarına giderek alkol ölçümü yaptırmak isteyen kişilerin hakları engelleneceğinden, yürütmenin durdurulması için gerekli şartların gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesindeki koşullar birlikte gerçekleşmiş bulunduğundan, İzmir Valiliği’nin 16.10.2017 tarih ve 64443 sayılı Genelgesinin yürütmesinin durdurulması isteminin kabulüne, davacının sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.05.2018 tarih ve 17800 sayılı işlem ile 1.256,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 04.05.2018 tarih ve 28398842 sayılı işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olarak gösterilen Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinin yürütmesinin durdurulması isteminin reddine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içinde İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz yolu açık olmak üzere, 12/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

12 Nisan 2019
Alkollü Araç Sürücüsü Kendi İmkanlarıyla Rapor Alabilir için yorumlar kapalı
741 kez görüntülendi