(0232) 461 46 12 - (0546) 232 35 62
Yargı Kararları
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay kararlarını ilk önce siz öğrenin !
TÜMÜNÜ GÖR

İftira Suçu

İftira Suçu

TCK 267

(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; hükmolunur.

(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

(7) (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 17/11/2011 tarihli ve E.: 2010/115, K.: 2011/154 sayılı Kararı ile.)

(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.

(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.

İftira, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için, bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesiyle oluşur.

İftira suçunun konusunu hukuka aykırı fiil oluşturabilir. Bu fiilin suç oluşturması şart değildir. Disiplin yaptırımını veya başka bir idari yaptırımı gerekli kılan fiiller de bu suçun konusunu oluşturabilir.

Bu isnadın yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunmak suretiyle ya da basın ve yayın yoluyla yapılması gerekir.

Kişiye karşı suç isnadı ihbar veya şikâyet suretiyle yapılmış olabilir. Dolayısıyla, ihbar veya şikâyetin yapılabileceği her makam nezdinde yapılan isnadla iftira suçu işlenebilir. Başlatılmış olan hukuk veya ceza muhakemesi sürecinde davanın tarafı, sanık veya tanık konumundaki kişiler de, bulundukları beyanlarla iftira suçunu işleyebilirler.

Gazete veya diğer kitle iletişim araçlarında yayın yapılması suretiyle bir kişiye suç isnadında bulunulması hâlinde de iftira suçu oluşur.

Cumhuriyet savcıları, kamu adına re’sen soruşturulabilen suçlarla ilgili olarak yayınlanan haberleri ihbar kabul ederek, soruşturma başlatmaktadırlar. Bu bakımdan, basın ve yayın yolu ile bir kişiye gerçeğe aykırı olarak hukuka aykırı fiil isnat edilmesi hâlinde, iftira suçu oluşur.

Kişiye isnat edilen fiil hiç işlenmemiş olabileceği gibi, kendisine isnatta bulunulan kişi tarafından işlenmemiş olabilir. Kişi suç teşkil eden bir fiili işlemiştir. Fakat bu suça ilişkin ihbar veya şikâyette bulunan, fiile, suç olarak niteliğini değiştirecek bazı eklemelerde bulunmuş olabilir. Şöyle ki; fiil, sahibinin bilgisi ve rızası dışında malını almaktan ibarettir. Ancak, bildirimde bulunan, bunun cebir veya tehditle işlendiği iddiasında bulunmuştur. Bu ilâve unsurlar açısından iftira suçu oluştuğunu kabul etmek gerekir.

İsnadın belli bir kişiye yönelik olması gerekir. Bu kişinin ismi açıkça belirtilmese bile, yapılacak bir araştırma sonucunda kimliğinin belirlenebilir olması yeterlidir.

İftira suçunun oluşabilmesi için, kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişinin bu fiili işlemediğinin bilinmesi gerekir. Bu bakımdan, söz konusu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Başka bir deyişle iftira suçu muhtemel kastla işlenemez. Bu suçun oluşabilmesi için, ayrıca, kendisine hukuka aykırı fiil isnat edilen kişi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla hareket edilmesi gerekir. Bu nedenle, iftira suçu açısından failde kastın ötesinde belirtilen amacın varlığı gereklidir.

Maddenin ikinci fıkrasına göre, iftira konusunu oluşturan haksız fiilin maddî eser ve delillerinin uydurulması hâlinde, verilecek cezanın belli oranda artırılması gerekmektedir.

Maddenin üç ila yedinci fıkralarında, iftira sonucu meydana gelen neticelere göre fail hakkındaki cezanın ne surette tertip edileceği gösterilmektedir.

Sekizinci fıkrada, iftira suçunda zamanaşımı bakımından sürenin hangi tarihten itibaren başlayacağı hususunda özel bir hüküm yer almaktadır. İsnat edilen suç dolayısıyla yapılan kovuşturma sonucu hükmün kesinleşmesiyle, iftiranın sabit olabileceği ve dolayısıyla takibata girişileceği aşikâr olduğundan böyle bir hükme olan zorunluluk meydandadır.

Maddenin son fıkrasında, basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararının, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunması ve ilân masrafının hükümlüden tahsil edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.

  • Yetkili Makamlara İhbar veya Şikayette Bulunma Şartı

İftira suçunun oluşabilmesi için ilk önce adli veya idari anlamda kanun tarafından yetkilendirilmiş makamlara kişi hakkında resmi olarak ihbar veya şikâyette bulunulması gerekmektedir. 

  • Adli Soruşturma veya Kovuşturma ya da İdari Soruşturma Geçirme Şartı

Yapılan ihbar veya şikayet sonrasında hakkında suç isnat edilen kişinin adli soruşturma veya kovuşturma ya da idari soruşturma geçirmesi gerekmektedir. iftira suçunun oluşabilmesi için sadece cezai soruşturma ve kovuşturma başlatılması şartı aranmaz, idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etme eylemi de iftira suçunu oluşturabilir.

  • İsnat Edilen Hukuka Aykırı Fiilin Gerçek Dışı Olması

Yetkili makama yapılan bildirim objektif olarak yanlış olmalı ve iftirada bulunan, gerçeklere aykırı olarak suçsuz olduğunu bildiği mağdura hukuka aykırı fiil isnat etmelidir. Bir başka deyişle iftira suçunun oluşabilmesi için, yapmadığını bildiği halde mağdur hakkında yetkili makamlara gerçeğe aykırı şekilde hukuka aykırı fiil isnat edilmelidir. Amaç, mağdurun hukuk düzeni içerisinde yaptırıma uğratılmasını sağlamaktır. Aynı zamanda mağdur hakkında isnat edilen fiilin de gerçeğe aykırı olması gerekir.

·         TCK 267 Suçunun Nitelikli Halleri

Suçun temel şekline ilave edilen ve cezanın arttırılmasını veya indirilmesini gerektiren hallere suçun nitelikli halleri denmektedir. Böyle durumlarda kanunda belirtilen suçun işlenişinde basit halinin yanında fail tarafından icra edilen ek bir hareket, bir unsur ortaya çıkması sonucu mevcut olan suç nitelikli hale gelmektedir. Nitekim TCK’nın madde 267’nin fıkralarında iftira suçunun nitelikli halleri belirtilmektedir.

  • Hakkında Beraat veya Kovuşturmama Kararı Verilmiş Mağdura, Gözaltına Alınma veya Tutuklama Dışında Başka Bir Koruma Tedbiri Uygulanması (M. 267/3)

Suçlandığı eylem nedeniyle mağdur hakkında, kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatine karar verilmiş ancak, bu soruşturma veya kovuşturma nedeniyle mağdura gözaltına alınma veya tutuklama dışında bir koruma tedbiri uygulanmış ise, eylemin niteliğine göre önceki fıkralara göre hükmedilecek olan ceza, yarı oranında artırılır. Maddede beraat veya kovuşturmama kararının kesinleşmesinden söz edilmemekle birlikte doktrinde, kesinleşmesinin esas alınması gerektiği belirtilmektedir. Ceza Muhakemesi Kanununda koruma tedbiri olarak öngörülen ve gözaltı ile tutuklama dışında kalan tüm tedbirler bu fıkra kapsamına girmektedir. Ayrıca, yetkili mercie bir kişi hakkında suç isnadında bulunan failin, suç soruşturma ve kovuşturması sırasında her türlü koruma tedbirinin uygulanabileceğini öngörmesi gerektiğinden, mahkemenin failin taksirini araştırması gerekmemektedir. Bu fıkra bakımından, koruma tedbirlerine hükmedilmiş olması yeterli bulunmayacak, tedbir kararının infazına da başlanılmış olması aranacaktır.

İftira eylemi şekli iftira niteliğindeyse ilk fıkraya göre belirlenen temel ceza, 3. fıkra ile artırılır. Örneğin ilk fıkradaki cezanın alt sınırdan 1 yıl hapis olarak belirlenmesi durumunda, 3. fıkra ile yarı oranında artırılınca 1 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedilir.

Eylem maddi iftira niteliğinde ise, ilk fıkra ile belirlenen 1 yıl, 2. fıkra uyarınca yarıı oranında artırılıp; 1 yıl 6 ay hapis cezası verilir ve sonra da 3. fıkra ile yarı oranında artırım yapılarak 2 yıl hapis cezası verilir. Yaş, takdiri indirim gibi nedenler de bu miktar üzerinden uygulanır.

  • Hakkında Beraat veya Kovuşturmama Kararı verilen Mağdurun, Bu Fiil Nedeniyle Gözaltına Alınması veya Tutuklaması (M. 267/4)

Failin iftirası sonucunda hakkında soruşturma başlatılan mağdurun gözaltına alınmış veya tutuklanmış olması ve soruşturma ya da kovuşturmanın, kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı ile sonuçlanması (ve kararların kesinleşmesi) durumunda, 4. fıkra uyarınca ceza artırılmamakta, ancak bu eylem nedeniyle fail, kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçundan da cezalandırılmaktadır. Başka deyişle 4. fıkra aslında maddi içtima hükmü niteliğindedir.

Hakkında beraat veya kovuşturmama kararı verilen iftira mağdurunun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda, fail iftira suçundan dolayı doğrudan fail olarak; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (m.109) suçundan ise dolaylı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Maddede yalnızca gözaltı ve tutuklama tedbirleri sayıldığından, suç ve cezalarda kanunilik ilkesi uyarınca, gözaltı ile sonuçlanmayan yakalama tedbiri nedeniyle 4. fıkra uygulanamayacaktır. Buna karşın, yakalama tedbiri nedeniyle 3. fıkranın uygulanması gerekecektir.

  • İftira Nedeniyle Mağdurun Hapse Mahkum Edilmesi (M. 267/5)

İftira eyleminin sonucunda, mahkemenin mağdur hakkında verdiği mahkûmiyet kararı ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezası niteliğinde ise; faile 267/5. madde uyarınca yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Bu fıkranın uygulanabilmesi için de, mağdur hakkında hükmedilen cezanın (süresinde yargı yoluna başvurulmayarak ya da başvurulmak suretiyle) kesinleşmesi zorunludur. Fakat, cezanın infazına başlanılmış olması gerekmemektedir. İnfaza başlanılmış ise, 5. fikra uygulanmakla birlikte, ayrıca 6. fıkra ile cezanın artırılması da zorunludur. Diğer taraftan, süreli hapis cezasının ertelenmesi halinde de ortada bir hapis mahkumiyeti bulunduğundan, 5. fıkranın uygulanması gerektiği düşünülmelidir.

  • Mağdurun Hapis Cezasının İnfazına Başlanılması (M. 267/6)

Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya süreli hapis cezasıyla mahkum edilmesi fakat, kararın henüz infazına başlanılmaması durumunda, fail hakkında yalnızca 5. fıkra ile ceza verilecektir. Buna karşın, belirtilen nitelikteki mahkumiyet kararının infazına da başlanılmış ise, 5. fıkra uyarınca hükmedilen cezanın, 6. fıkra ile yarı oranında artırılması gerekmektedir.

Hapis cezasının ertelenmesi ve Kanunun 51/8. maddesi uyarınca infaz edilmiş sayılması durumunda 6. fıkranın uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmalıdır. Hapis cezasına mahkûmiyeti ertelenen hükümlü hakkında kanunen belirli koşullar veya bir denetim süresi öngörülmektedir. Başka deyişle erteli cezanın infazıyla ilgili özel kurallar bulunmaktadır. Bu bakımdan, erteli cezanın infazına başlanılması da 6. fıkranın uygulanmasını gerektirmelidir.

21 Kasım 2023
310 kez görüntülendi

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN